~Oha.

İçtiğim kahvenin içinde bulunduğu bardaktan her yudum alışımdan sonra masaya geri koyarken ses çıkarmamak adına binbir türlü şekle girdiğim bir dönemdeyim. Neden mi? Üç adet bebek kızım var. En ufak sese miyu tepkisini vermelerinden bile yoruldum. O yüzden uzunca bir süre benim aracılığımla teyze olma fikrini bir rafa kaldır bence.
Şuanda nasıl hissediyorum biliyo musun; iki yakın arkadaş, biri kariyer yapıyo diğeri çocuk bakıyo ve sırf bu yüzden özlem gideremiyolar; işte onlardan kariyer yapanı sen, çocuk bakanı benmişim gibi hissediyorum. Pek de haksız sayılmam bence.

Ps: Klavyeden ses çıkmasın diye uğraşırken bi de bakmışım bu postu yazmaya başlayalı onbeş dakika geçmiş.

O fof.

Bodrumdayım. İki gündür evde oturuyorum. Aslında çıksam çıkarım ama içimden gelmiyor ne yalan söyliyim. Yanımda olmasını istediğim hiç kimse yanımda değil. Yanımda olmadıklarından deği de olamadıklarından, biliyorum. Ama olsun. İçim sıkılıyor biraz. Meyve falan yiyorum. Ne bileyim bacağımda yaralar var. Efendime söyliyim kilo aldım falan. Bilmem anlıyor musun; beynimi kendimden uzakta bir yerlere tatile göndermek istiyorum.

isyanımvarulan.

Farkettim ki son postum oldukça gergin ve sert olmuş. Hoş şuan da pek farklı sayılmam. Tam ergen tripleri; morali bozuksa koşuyo bloga. falan. Ama bu kafayla öyle uzun uzun bi şeyler yazmaya pek niyetim yok; sadece şunu bilmeni isterim: Adana'ya gidicek zamanı buldun sen de.

Bilmek istemediğim tek şey,

neden.

Boşluk diye kitap var.

Son günlerde bana en boş gelen dilek ne biliyor musun.?
"Başınız sağolsun."

0220.

C: Bence süperiz.
E: Biz?
C: Biz.
E: Bence de.

.

~Biji dicem.

Dün gece çok üzüldüm çok ağladım ama çok da mutluydum. Ama




































çok.

~16.00'ın heycanını yaşarken.

Glad I didn't die before I met you, but now I don't care I could go anywhere with you, and I'd probably be happy.

~â.

Şuan çok uykum var. Gözlerimden akan uyku karnımı doyurdu desem yeridir; ağzıma denk gelenleri yiyorum nitekim.

Muhteşem bi playlistim var, dinlemeye doyamıyorum.

Beyazşova Göksel gelmiş. Depresyonda olan hani. Ben kendisini ilk Sabır Sabır Yağ Sabır ile tanımıştım. Nerden nereye. Alakasız.

Gerçekten çok uykum var buarada. Sarhoş gibi yazıyorum/yazamıyorum.
Tesadüf o ki First Day of My Life çalmaya başladı. Ağzım da kurudu. Yani tam uyku moduna geçtim. Kaldı ki uyumaya üşeniyorum.

Güzel bi hafta sonu olucak, biliyorum, umuyorum. Sonra pazartesi mavisaçlıpunkkız olarak kebapların arasında yerimi alıcam. Çok heycanlı değil mi.
Of.
Çok salağım.
Sen beni daha çok sev diye her gün biraz daha salaklaşıyorum.




























Napıcaz.?

~Oderece.

Cansu, şuanda mutluyum. İnsanlara kızamıyorum, oderece. Hatta herkesi seviyorum. Gelseler koysalar başlarını dizime, seve seve uyuturum, oderece. Kızdığım, sinirlendiğim, kafalarını anlayamadığım ne kadar insan varsa, yani kafama taktığım ne kadar insan varsa şimdi bir okadar seviyorum kendilerini. Şefkat doluyum hepsine; bok ye deseler sen de ister misin derim, oderece. Çok fazla kişiden bahsediyo gibi göründüm, evet farkındayım. Ama pek bi kimseyi takmıyorum aslında ben kafama. İşte üçbeş. Ama hümanistliğin dibine vurmaktayım, tamdaşuan.
Şimdi o üçbeş'i alsam bi masaya koysam, birer tane de ellilik bira. Sabaha kadar gülsek sonra. Güleriz de hani sabaha kadar, oderece.
Oderece seviyorum, oderece takıyorum kafama.
Anla.

~8850.

Bana verdiğin numara yanlış sanırım. Ya da telefonu açmıyorsun. Sonra cepten arıyorum demek için aradım, şarjım bitti. Şarja takıyım seni arıyım dedim bu kez de seninki kapanmış.
Of.
Elektrikler gitti diye korkma, gelir. Ben seni dinleyemediğime yanarım, başka şeye değil. Gerçi arada deniyorum, verdiğin numarayı arıyorum açarsın belki bu kez diye ama yok. Bak yine açmıyorsun mesela.
Cansu, şu Depeche Mode konserine gidebilsek. EFSANE olur. Nasıl eğlenebiliceğimize dair hiç bi şey düşünemicek kadar hayal gücümü aşıyo durum. Nasıl bi cümle kurdum ben allahım, affet.
Neyse işte.
Rakı içtim şarap içtim sallandım.

~Selam Cumartesi.

Az önce çok mutlu olduğunu söyledin. İki kilo almışsın sonra ikisini de vermişsin. Hatta inanamadığın için bi kaç kere tartılmışsın. Tartımız doğru Cansu. Şimdi yarım ojelerini silmen için asetonun yerini tarif edicem sana sonra çıkıcaz. Hava güzel. Biz güzeliz.
En sevdiğim.

~Olmadı, baştan.

Beklentilere lanet olsun.
Halbuki misafir umduğunu değil bulduğunu yemeli, değil mi.?


Bir türlü öğrenemedin Ece. Bir türlü öğrenemedim.

~Bazen canım sıkılır,

ağlarım.

~Birtakım serzenişler.

Uzun zamandır yapmadığım bir şeyi yaptım ve odamı topladım bu gün. Üçbuçuk saat kadar oturmadım da diyebiliriz bunun adına. Incubus ve Strokes eşlik etti bana bu macera sırasında. Şimdi çok yorgunum, canım acıyor falan. Kaldı ki oda tamamen toplanmış ve temizlenmiş değil henüz. Neyseki kabasını aldım, işi kolayladım.

Uzun zamandır yapmadığım bi şeyi daha yapıyorum; Placebo dinliyorum. Placebo, yağmurlu, soğuk havaların, sessiz ortamların grubudur. Sonbahar sonu, kış başı zamanları. Bu seferlik durumu bozuyorum, çünkü gerçekten çok uzun zamandır dinlemiyodum ve istedim. Gerçi muhtemelen birkaç şarkı sonra yeter der değiştiririm ama şimdilik fena gelmiyor kulağıma.

Ben özlüyorum Cansu. Neyi özlüyosun, neden özlüyosun desen cevabım yok, biliyorsun; sadece bi özleme hissi. Birini, bir şeyi, bir zaman dilimini vb. hepsi olabilir. Bilmiyorum, sadece bu hissin bir çeşit özlem olduğunu biliyorum. Belki her şeyi boşverip eğlenebilmeyi özlemişimdir, emin değilim.

Yapmak istediğim değişik şeyler var, bunların başında Harry Potter filmlerini izleme akşamımız geliyor tabi. Sadece kayıtlara geçmesi açısından; bunu yazarken gülümsedim.

Midem yanıyor, galiba Placebo dokundu.

Şimdi.

Şuan çok tuhafım.

Cok salak ama bir o kadar da güzel bi şarkı dinliyorum mesela.
Hani sana dediğim gibi.

-Ne kadar salaksan o kadar seviyorum seni, yani çok-

Bu sarkının yapılmasında hem cennet hem de cehennem suçlu bence. Hem ok sakin, dinlendirici; hem de cok acı.
Dedim ya;

Şuan çok tuhafım.

Yarın sabah 13.00 sularında okulda olacağız. Ne güzel dimi?
Eğleniyoruz aslında biz. Okul sanki park gibi.
Bazıları salıncak, bazıları kaydırak.
Ama biz tahtravallilerle oynuyoruz.


Evet yarın sana beni 'tuhaf' yapan bu sarkıyı dinletcem.
Ama sen 'herkes bazen ağlar' lara kanma.

~Oluröyle.

Saatlerimiz 20:44'ü gösteriyorken, ben, çok uykum olduğunu düşünüyorum. Yetmezmiş gibi Walter Meego'dan In my dreams isimli güzide parçayı dinliyorum. Şarkının başında müzik kutusundan çıkan melodilerle benzerlik taşıyan melodiler var. Sen bilmezsin ama ben müzik kutularını çok severim.
Uykum geliyor Cansu. Karşı koyamıyorum gözkapaklarıma.
Yapamıyorum.

































Herkes bazen ağlar zaten.

postcards from Italy

Şuan okuldayım. Saat 09.32 ve ben çok erken geldiğimi yeni farkettim.
Bir arkadaş var hafif ingiliz, herzamanki gibi karşımda ödev yapıyor.
Ben 'postcards from Italy' dinliyorum.

Keşke orda olsak şimdi yani italya da.
Herşey çok farklı olurdu.
Mesela saat 09.33 değil de 08.33 olurdu. Bu da uyumak için 1 saat daha demek.
Kahvaltıda tost yerine pizza yiyebilirdik en güzelinden.

KURAL 1 : Flörtün sonu yoktur. Alayına yapılabilir.

Bunu da çok rahat gerçekleştirebilirdik bence.
Çok eşlilik de cabası olurdu.

~Yes we can.

Sence Obama'yla aynı anda kaka yaptığımız olmuş mudur hiç?
Bence olmuştur.
Olmadığını düşünsene.
Meğer adam kaka yapmıyomuş. O kadar elitmiş falan.

Ece cuma günü bize geldi.

Hava ilk başta çok güzeldi. Daha sonra istanbul meteoroloji müdürlüğünden aldığım haberle yağmur yağacağını öğrendim, inanmadım. Sonra Ece aradı ve 'hangi otobüse binmam lazım gelmek için cansu?' dedi. Bende otobüsleri söyledim. Ece otobüse binmiş ve durağı kaçırıp bir sonraki durakta inmiş. Ben hala yağmur yağdığından bir haberim tabi. Sonra ece beni aradı 'Cansu durağı kaçırdım ben uzun mu yol?' dedi. E ben de hergün yürüdüğüm 5 dakikalık bir yol olduğu için 'hayır ya yürürsün' diyerek, sağa dön sola dön karısya gec gibi komutlar verdim. Kapıya çıktım, Ece'yi gördüm. Keşke seni o halde görmeseydim demek istiyorum burdan sana Ece. Yağmur suyuyla termik bir banyo yapmış gibiydi Ece kız. Çok üzüldüm ama o bana küfür etti. Sonra yukarı çıktık yani benim odama. Ben Ece'nin saçını kuruturken, o hala bana küdür ediyordu. Sonra siniri geçti ve aşağı kata indik. Kurumuş, ak pak olmuştu. Ona yemek yaptım ve daha sonra getirdiği 'aşk' filmlerini kenara bırakıp, televizyonda gördüğümüz 'bloody marry' konseptli diziden etkilenerek 'korku' filmi izlemeye karar verdik. Keşke vermeseydik. O kararı vermektense, salya sümük ağlamayı tercih ederdim açıkcası. Neyse... Önce bilgisayara skyp yükleyip Ece'nin viyana da oturan ablasından fim indirme komutları aldık. O da yetmezmiş gibi beceremeyip sevgilisine de sulandık. Sonra rapidshare çalışmadı, msn e şaklaban olup iletimize 'rapishare kullanan bir insan evladı, yardım et' bile yazdık. Allahtan biri yetişti ve sifre+kullanıcı adını verdi bize. Daha sonra filmi indirdik. Bu arada kararı almamızdan itibaren 2.5 saat gecti. Filmden ses çıkmayınca yine sorduk bi insan evladına 'e filmden ses çıkmıyo ne yapıcaz? diye. -AMAN İKİ TEKNOLOJİ ÖZÜRLÜ İNSAN BİR BİLGİSAYARIN BAŞINA BİR DAHA OTURMASIN- sonra bir program bulduk, sesleri düzenliyormuş. Onu da indirdik. Zavallı bilgisayarım adeta 'beni azaad et' diye inliyodu. Onu da indirdik, el mahkumluğu. Bir de alt yazı derdi çıktı. -bu arada 1 saat daha geçmiş bulunmakta-. Ece cinnet geçirip kolaya abandı. Alt yazı da indi bu sefer de filme uymadı. Ece daha da çıldırdı ben de onu sakinleştirmeye çalıştım. Tam uydu dedik, mısır patlattık, kola aldık yanımıza yine uymadı. Daha sonra uyan bi tane bulduk, çok şükür. Oturduk başladık izlemeye. Ece çok korktu, ben de korktum ama çaktırmadım; ya da öyle sandım. İzledik ve izledik. Güzeldi ama zahmetliydi. Evet o akşam ece bize geldi ve 4 saatlik film izlemeye çalışma yolculuğumuzun ardından 'THE EYE' ve ''THE EYE 2' filmlerini izledik.
Çok korktuk.
Teşekkkürler Ece, teşekkürler Cansu.

-mısır da ok güzeldi he.

~Feyzbuk iz e lafy sıtayl.

Cansu Arcan
Today at 12:20am
seniseviyorumbiliyomusunsenbunuhemdecokseviyorumokadarcoksebiyorumkibuyazıyıokurkengözlüklerinitakıpıkınmanıistiyorumişteseniokadarcokseviyorumkısacasınekadarcoksalaksanokadarcokseviyorumseniYANİÇOK.
ajahajajaja